HER ŞEYDEN ÖNCE DEMOKRASİ

  • Anasayfa
  • Köşe Yazısı
  • HER ŞEYDEN ÖNCE DEMOKRASİ

HER ŞEYDEN ÖNCE DEMOKRASİ

Türkiye’nin demokrasi tarihinde kara bir tarih olarak eklenen 15 Temmuz 2016’da TOFED heyeti olarak Ankara’da, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanımızı Sayın Ahmet Arslan’ı makamında ziyaret etmiş, hem hayırlı olsun dileklerimizi iletmiş, hem de sektörel sorunlarımızı içeren bir dosyayı kendisine sunmuştuk.

Bu ziyaretin ardından uçakla İstanbul’a döndük. Bizim İstanbul’a döndüğümüz saatler darbe girişiminin henüz yeni yeni başladığı anlardı. Uçaktan indiğimizde, bizi almaya gelen oğlumun kullandığı araca ulaşabilmek için terminalin dışına kadar yürümemiz gerekti. İşte tam bu anda 2 tank ile burun buruna geldik. Hemen Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın Ulaştırma Bakanı iken kullandığı cep telefonuna “Askeri darbe girişimine karşı ölüme kadar sizinle beraber demokrasiyi savunacağız” mesajını çektim.

En sonda söylememe gerekeni en başta söyleyeyim “Sivil toplum örgütleri ancak demokrasi varsa vardır.”

Yoldayken gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Elif Yeşil’i arayarak yaşananlar hakkında ilk bilgileri aldık. Bu bilgiler ışığında eve gitmekten vazgeçip AK Parti Beylikdüzüİlçe Başkanlığı’na gittim ve sabahaburada kadar nöbet tuttuk.  15 Temmuz gecesi 16 Temmuz’a evrilirken Başbakanımız Yıldırım‘a bir mesaj daha çektim.

O mesajda da “Sayın Başbakanım, darbe girişimini bugün ziyaret ettiğimiz Ulaştırma Bakanımız Sayın Ahmet Arslan’ı ziyaret dönüşü, İstanbul Attaürk Havalimanı’nda öğrendik ve aynı anda size dayanışma mesajı çektik. Ölene kadar sizinle birlikte demokrasiyi savunacağız” yazıyordu.

Şahsım olarak 12 Mart ve 12 Eylül’ü yaşadım, hapis yattım. 12 Mart’ta 11 günlük öğretmenken TÖS(Türkiye Öğretmenler Sendikası) üyeliğinden yargılandım, 12 Eylül’de ise yasal bir öğretmen örgütlenmesi olan TÖBDER’in şube başkanı olmaktı suçum. Sonrasında davam DİSK-  Barış Derneği- TKP, İGD gibi ilgili ilgisiz pek çok dava ile birleştirilmesine rağmen, hepsinden de beraat ettim.

Şimdi yeniden bu süreçle karşılaşmamak adına, önce ülke sonra şahsım adına karşı çıkıyorum darbelere.

Şimdi bir de sivil toplum örgütlerinin üst düzey yönetici olmam nedeniyle sorumluluklarım daha da arttı.  Tekrarlıyorum “Bir ülkede demokrasi varsa,  sivil toplum örgütleri var olabilir.” Hiçbir diktatörlükte STK yoktur. Bu nedenle sivil toplum örgütleri varlıklarını korumak için askeri darbelere karşı halk iradesin ve demokrasinin yanında olmak  mecburiyetindedirler.

Bu düşünceler ışığında sosyal medya hesaplarımda yayınladığım bir mesajla yazımı sonlandırmak istiyorum:

“ASKER KIŞLAYA. DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMAK İÇİN İNSAN OLMAK YETERLİDİR. SAĞ-SOL-TÜRK- KÜRT AYRIMI OMADAN, HER ŞEYDEN ÖNCE DEMORASİ” 

Mevlüt İLGİN
0 Yazısı Var

BENZER YAZILAR